Târık İLERİ tarafından yazıldı.
|
Perşembe, 17 Mayıs 2012 12:52 |

یاری اندر کس نمیبینیم یاران را چه شد
دوستی کی آخر آمد دوستداران را چه شد
Yâr-i ender kes nemî bînîm yârân râ çe şod
Dôstî key âhir âmed dôstdârân râ çe şod
Yâr olan birisini görmüyorum sevenlere ne oldu
Dostluk ne zaman sona erdi dostlara ne oldu
آب حیوان تیره گون شد خضر فرخ پی کجاست
خون چکید از شاخ گل باد بهاران را چه شد
Âb-ı heyvân tîre gûn şod Hızr-ı ferruh pey kocâst
Hûn çekîd ez şâh-ı gul bâd-ı bahârân râ çe şod
Hayat suyu bulanıp karardı, mübarek Hızır hani nerede
Gülün dalından kan döküldü bahar rüzgârlarına ne oldu
کس نمیگوید که یاری داشت حق دوستی
حق شناسان را چه حال افتاد یاران را چه شد
Kes nemî gûyed ki yârî dâşt hakk-ı dôstî
Hak-şinâsân râ çe hâl uftâd yârân râ çe şod
Hiç kimse dostluk hakkından/hukukundan bahsetmiyor
Hak-şinâslar (hak-hukuk bilen, gözetenler) ne hâle düştü, birbirinin sevenlere ne oldu
لعلی از کان مروت برنیامد سالهاست
تابش خورشید و سعی باد و باران را چه شد
L'alî ez kân-ı muruvvet ber neyâmed sâl hâst
Tâbeş-i horşîd u s'ay-i bâd u bârân râ çe şod
Sevgilinin ağzından yıllardır iyilik çıkmadı
Güneşin gücü rüzgarın gayreti ve yağmurlara ne oldu
شهر یاران بود و خاک مهربانان این دیار
مهربانی کی سر آمد شهریاران را چه شد
Şehr-i yârân bûd u hâk-i mihribânân în diyâr
Mihribânî key ser âmed şehryârân râ çe şod
Bu diyar merhametlilerin toprağı ve dostların şehriydi
Sevecenlik ne zaman sona erdi kahramanlara ne oldu
گوی توفیق و کرامت در میان افکندهاند
کس به میدان در نمیآید سواران را چه شد
Gûy-i tovfîk u kerâmet der meyân efkende end
Kes be meydân der nemî âyed sevârân râ çe şod
صد هزاران گل شکفت و بانگ مرغی برنخاست
عندلیبان را چه پیش آمد هزاران را چه شد
Sed hezârân gul şukuft u bang-i morğî ber nehâst
Andelîbân râ çe pîş âmed hezârân râ çe şod
زهره سازی خوش نمیسازد مگر عودش بسوخت
کس ندارد ذوق مستی میگساران را چه شد
Zuhre sâzî hôş nemî sâzed meger ûdeş besûht
Kes nedâred zovk-i mestî meygusârân râ çe şod
Dostluk sohbetlerinden mutlu olanlara ne oldu
حافظ اسرار الهی کس نمیداند خموش
از که میپرسی که دور روزگاران را چه شد
Hâfız esrâr-ı İlâhî kes nemî dâned hamûş
Ez ki mîporsî ki dûr-i rûzgârân râ çe şod
Ey Hafız sus ilâhî sırrı kimse bilmiyor
Kimden soruyorsun ki zamânenin/dünyanın hâli nicedir, ne oldu |
|
Târık İLERİ tarafından yazıldı.
|
Pazar, 13 Mayıs 2012 03:51 |
Merhabâ. 1935-1967 yılları arasında hayat sürmüş olan İranlı şâir Furûğ Ferruhzâd'ın "Nigâh kon/Bak" diyerek başlayıp, "Seninle berâber güneş doğuyor" mısrasıyla bitirdiği güçlü ve bir o kadar duygulu şiirini birlikte okuyalım.

نگاه کُن که غم درون دیدهام
چگونه قطره قطره آب میشود
Nigâh kon ki gam derûn-i dideem
Çegûne katre katre âb mîşeved
Bak gözümdeki gam nasıl da eriyerek damla damla oluyor
|
Devamını oku...
|
Târık İLERİ tarafından yazıldı.
|
Cuma, 11 Mayıs 2012 13:45 |
Hakk ve hakikat şâiri, ârif ve mütefekkir Mevlânâ Molla Muhammed Celâleddîn-i Rûmî’nin Selçuklu’nun son zamanlarından günümüze dek damlayan hikemî îzâhlarına çokça âşinâyız.
Ben de bugün mesnevî tarzında dile getirilmiş meşhûr eserinin beşinci cildinde yer alan bir husûsa dikkatleri çekmek istiyorum.
گرنه بهر نسل بود ای وصی
آدم از ننگش بکردی خود خصی
Ger ne behr-i nesl bûd(î) ey vasî
Âdem ez nengeş be-kerdî hod hasî
Eğer şehvet nesil (soy) devam ettirmek için olmasaydı
Âdem aleyhi’s-selâm ondan utandığı için kendini hadım ederdi
|
Devamını oku...
|
|
|
|
|
Sayfa 141 / 150 |